bir makine gibiyim
istediğin zaman düğmeme basıyorsun
istediğin zaman kapatıyorsun
başlat ve bitir tuşlarını kullanıyorsun sık sık
yeniden başlat tuşuyla yeniden sürüklüyorsun beni sonu olmayan bu ilişkiye
ve birden bitiriyorsun herşeyi
çok kolay oluyor senin için oynamak
bazen bozuluyor bu makine
rahat komuta edemiyorsun
araya zaman giriyor
tamir edilmemi bekliyorsun
sonra yine başa sarıyor herşey
yeniden,yeniden ve yeniden başlıyor karmaşık ilişkimiz
ama artık daralıyorum,boğuluyorum bazen
sonu nereye varacak ne olacak bilemiyorum
ve artık bi karar ver
ya da çek ,çek fişimi lütfen
24 Temmuz 2008 Perşembe
20 Temmuz 2008 Pazar
beklenen albüm çıktı :yasemin mori_Hayvanlar

kendine özgü tarzıyla bir anda dikkatleri üzerine çeken Yasemin Mori sonunda ilk albümünü çıkardı.Albüm çıkmadan aslında bir konu var şarkısına çektiği klibiyle herkesin ilgi odağı olmayı başaran ve kendine özgü müziğiyle müzik piyasasına farkı bir renk katan,şirin,çıtı pıtı kadın vokallerimizdendir kendisi.Albümü tamamen dinledim ve çok beğendiğimi inkar edemiycem.şarkı sözleri ve insanın ruhuna hitap eden müziğiyle farklılığını konuşturmuş.İyiki varsın Yasemin Mori diyorum ve herkes bu albümü dinlemeli diye ekliyorum:)
işte albümden hoş bir parça:
Mutsuz Punk
kırmızı bir at çizerdim,
işte albümden hoş bir parça:
Mutsuz Punk
kırmızı bir at çizerdim,
kırmızı bir at,
bak buda kafası.
"nereden geldim nereye giderdim?"
buda düşünen kafanın bana sorusu.
"sür beni sarp kayalıklara oradan aşağısı başka yerin konusu''
"ah" dedi "senin durumun fena",
"ah" dedi "kalbinde bu neyin acısı?
dayanamaz kalbimin içinden çıkardım
utanmadan dünyaya tepeden bakardım!
kimse beni bilmez,
bilmez beni bilmez,
bilmez beni kimse, ben hep saklandım
yanmalısın sönmelisin ruhları incitmeli...
inanırken yalanlara delirmiş olmalısın!
bakmalısın görmelisin acıya yer vermelisin
parmak için hepler önce içi göze almalısın
ah o kızgın bakışın birde üzgün bakışın
yüzlere gülüşün ve anidir düşüşün!
üzülmeye gelmez, giderdim aramaya ruhumun parçalarını
üzerime bir bir dikerdim
beni nasıl isterdin?
tek parça
yoksun, nedenin yoksa!
yoksun, nedenin yoksa!
kime güler yüzün?
kime ağlarsın?
-çek bi sandalye çek ve otur,
mumlar var, mumları yak
anlatacaklarım uzun, uzundur yollar
ve her ne yöne gidersen git beter gibi sonsuz ama
yoksun nedenin yoksa!
-yokum nedenim yok benim!
kime güler yüzüm?
kime ağlarım?
duruyorsan ne duruyorsun?
yarına kalsam ne umuyorsun?
ağlarla kaplı hiç bilemezsin!
her yanım her sözüm her savaşım her yönüm
öyle zor, öyle zor öyle zor geliyor ki her yeni gün...
18 Temmuz 2008 Cuma
sen ve ben

ben , kokunu içime çekip
uzaklara daldım
uzansam eline dokunacakken dokunamadım
hayaline dokundum
etrafta yankılanan sesini uzaktan işittim
ve tepkisiz uzaktan seyrettim
en sonunda tamamen kapattım gözümü
ve sen, sürekli gülümsedin
yan bakışınla yaktın
umursamaz tavırlarınla yıktın
en sonunda sıcak rüzgarlar estirdin
ama şimdi
sen ve ben sonu olmayan ikili
sen ve ben iki arkadaş
sen ve ben iki yabancı
sen ve ben üçünden biri ya da hepsiyiz
13 Temmuz 2008 Pazar
bir küçük hayat resmi
Önce küçük bir kızdı.hoplayan zıplayan herkes gibi bir çocukluk yaşayan.ama pek bir yetenegi yoktu.çizim desen beceriksiz,enstrüman çalma desen kabiliyetsiz.anlayacağınız bir işin ucundan tutamamıştı.bir ara oyunculuğa merak sarmıştı.küçükken eğlenceliydi o işler.set ekibi,çekimler vesaire.güzel ortamlardı.sonra onu da bıraktı.birazcık büyümüştü fakat değişen pek bir şey yoktu.kendisi de istiyordu bir baltaya sap olmak.Ama yoktu yeteneği görebiliyordu.bazı şeyleri denemişti bazılarını da denemeye korkmuştu.Artık lise yıllarına gelmişti.o zamanlar tanıştı işte bu beyaz sayfayla.aklına geldikçe karalıyordu bir şeyler.Tek sığınacak limanı buydu sanki.şarkı sözleri yazıyordu bazen insanın içine işleyen.umarsızca yazıyordu ,döküyordu içindekileri.Bazen düşünceleri birikiyordu ,birikiyordu ve taşıyordu en sonunda.dökülüyordu kalemin ucundan birkaç satır.bir ara boşlamıştı bu işi de. Ara verdi kısa zamanlıkta olsa.Lise bitti ve sonunda üniversitedeydi.maksat muhabbetler,yeni çevreler,gezip tozmalar,eglenceler içinde bulmuştu kendini.Bardağın bir kısmı dolu bir kısmı boştu sanki.işe yaramaz birinin tekiyim diyordu kimi zaman kendi kendine.dolu tarafı çok azdı sanki yok denecek kadar az.Bir güvensizlikti gidiyordu işte.Bazen de ben her şeyi yaparım neden olmasın gibi bir tavra giriyordu.Ama biliyordu her şeyi yapamayacağını.Yoktu işte yeteneği napabilirdi ki.Müziği çok severdi mesela.Şarkı söylemeyi de.Ama sesi berbattı biraz güzel olsaydı ne olurdu sanki.Ama değildi işte.Yazdığı şarkıların müziğini de düşünürdü hatta söylerdi evde kendince ama duyuramazdı sesini.Ortada duyuracak ses yoktu ki.bu arada aşktan hiç bahsetmedik.Herkesin hayatında bir dilim aşk bulunur.Onda da vardı tabi ki.Hep üzüntüler yaşadı,hep acı çekti bu konuda.Bir kere mutluluğu azıcık ucundan yakaladı o da kısa sürdü işte.Yeni arkadaşlıklar, yeni kişiler ve pat diye biri çıktı.İçi kıpır kıpır olmuştu ve her gördüğünde de öyle olmaya devam ediyordu.biraz abartıyor muydu ne.Günler günleri kovaladı ve bir aptal aşığa dönmüştü.Farkındaydı.Ama engel olamadığı bir bağlanma vardı.ama bu bağlanmaya da bir son vermesi gerekiyordu.her zamanki gibi karşı taraftan olumlu bir işaret gelmemişti.Olmayınca olmuyordu.hayat bu iki kelimeyi hep söyletiyordu ona.Şimdi kendini hayatın akışına bırakmış yaşıyor öylece.kendini beyaz bomboş sayfasına adamış durumda şimdilerde.tek tutunduğu dal o.O da kayıp giderse elinden boşlukta geziniyor olacak.
11 Temmuz 2008 Cuma
bembeyaz bir oda
bembeyaz bir odanın içindeyim
etrafı çiçeklerle bezenmiş bir yatak odası
başucumda beyaz orkide
her sabah kakltığımda kokusuyla mest olduğum
duvarda beyaz çerceveli manzara resimleri
baktıkça kendimi içinde bulduğum
beyaz ufak gece lambam
karanlık gecelerimi aydınlatan
minik alarmlı saatim
gecikmelerimi önleyen
kotondan beyaz bir yatak başlığı
ve onu tamamlayan tek kişilik bi yatak
küçük ama kullanışlı makyaj masam
saatlerce karşısında kalıp farklı hallere büründüğüm
işte bembeyaz bir oda
huzur yuvam
benimle herşeye ortak olmuş küçük bi sığınak
yeri gelmiş aglamalarıma kulak vermiş
yeri gelmiş bagırıp,çağırmama dayanmış
çıglıklarımdan duvarları çatırdamış kimi zaman
kimi zamnda mutlulugmdan tepinirken yerin canını acıtmışım
ama alışmışım bu odaya
alışmışız birbirimize..
etrafı çiçeklerle bezenmiş bir yatak odası
başucumda beyaz orkide
her sabah kakltığımda kokusuyla mest olduğum
duvarda beyaz çerceveli manzara resimleri
baktıkça kendimi içinde bulduğum
beyaz ufak gece lambam
karanlık gecelerimi aydınlatan
minik alarmlı saatim
gecikmelerimi önleyen
kotondan beyaz bir yatak başlığı
ve onu tamamlayan tek kişilik bi yatak
küçük ama kullanışlı makyaj masam
saatlerce karşısında kalıp farklı hallere büründüğüm
işte bembeyaz bir oda
huzur yuvam
benimle herşeye ortak olmuş küçük bi sığınak
yeri gelmiş aglamalarıma kulak vermiş
yeri gelmiş bagırıp,çağırmama dayanmış
çıglıklarımdan duvarları çatırdamış kimi zaman
kimi zamnda mutlulugmdan tepinirken yerin canını acıtmışım
ama alışmışım bu odaya
alışmışız birbirimize..
10 Temmuz 2008 Perşembe
aptal aşık
Herkes hayatının bir döneminde aptal aşığı oynar.Herkesin hayat çizgisine yazılmıştır bu rol.Doğanın kanunudur aşık olmak.platonik veya karşılıklı hiç fark etmez başa beladır.Şimdi aptal aşık olduğum günleri hatırladım da yüzümde ufak bir gülümseme belirdi.içim içime sığmayan dakikalar,geçmek bilmeyen günler,ona duyulan özlem.bir sonraki haftayı heyecanla beklemek.yüzünü görebilmek çok önemli bir şeymiş gibi sabırsızlanmak.Aman Allahım ne günlerdi be.insan aptal aşık olunca farkında olmuyor yaptıklarının ya da oluyor ama ona o kadar abartı gelmiyor.karşındakine öyle bir kapılıyor,öyle etkileniyor ki söz geçiremiyor kalbine.O an ne istiyorsa onu yapıyor.ne gurur kalıyor ortada ne başka bir şey…sonra anlıyor ki çırpınmak boşa.çırpınışlarını gören yok daha doğrusu umursayan yok.o sadece uzaktan bakıyor ama göremiyor içimdeki ateşi.ve en sonunda oyun bitiyor.içimde ne ateş kalıyor ne sevgi.kendime geliyorum.başım dimdik ayakta umursamıyorum artık o kişiyi.aptal aşık rolü bitiyor.her birimiz oyuncuyuz bu hayatta.hayat bir sürü hikayeyi barındırırken bizde farklı karakterlerle onların içinde buluyoruz kendimizi.bakalım başka bir hikayede hangi rol içine gireceğim..
7 Temmuz 2008 Pazartesi
Yaz Eğlencesi
bir yaz eglencesiydin
bir anlık gelip geçtin hayatımdan
her yana neşe saçtın
bir anlıkta olsa şirin gülümsemeni eksik etmedin
herkese yansıttın o sevimliliğini
bildik bir ses olmuştun sonunda
uzaktan sesini duyduğumda bu o işte diyordum
sesini duymak yetiyordu kimi zaman
yüzü gözümün önünde canlanıyordu
sonra yine kayboluyordu
bi anlık mutluluklar,üzüntüler
bakışlar,görmezden gelmeler
herşeyden bir parça tadıyordum
karışık meyveli pastanın dilimleri gibiydi sanki hayat
her parçasında farklı meyve
farklı duygular
herşeyi yaşatıyordun
hepsinden tadıyordum teker teker
ama en sonunda acıyı tatmamak için
pes ettim
seni,bir yaz eglencesi olarak orada bırakmaya karar verdim
hayatımın bir kısmında hep kalacaksın
o güzel hikayemde bi parça olacaksın
ama şimdi yoksun ve benden bu kadar...
bir anlık gelip geçtin hayatımdan
her yana neşe saçtın
bir anlıkta olsa şirin gülümsemeni eksik etmedin
herkese yansıttın o sevimliliğini
bildik bir ses olmuştun sonunda
uzaktan sesini duyduğumda bu o işte diyordum
sesini duymak yetiyordu kimi zaman
yüzü gözümün önünde canlanıyordu
sonra yine kayboluyordu
bi anlık mutluluklar,üzüntüler
bakışlar,görmezden gelmeler
herşeyden bir parça tadıyordum
karışık meyveli pastanın dilimleri gibiydi sanki hayat
her parçasında farklı meyve
farklı duygular
herşeyi yaşatıyordun
hepsinden tadıyordum teker teker
ama en sonunda acıyı tatmamak için
pes ettim
seni,bir yaz eglencesi olarak orada bırakmaya karar verdim
hayatımın bir kısmında hep kalacaksın
o güzel hikayemde bi parça olacaksın
ama şimdi yoksun ve benden bu kadar...
1 Temmuz 2008 Salı
hayalle gerçek arasında
gece yarısı atmışım kendimi sokaga
bikaç sokak lambası aydınlatıyor etrafımı
yalnızım,yürüyorum öylece
gidecek biryerim yok
kafamda bir düşünce yok
plansız,sebepsiz,sonuçsuz bir şekilde yollrdayım işte
o meçhul dar sokakta
bir o yana bir bu yana bakınıyorum
kaybolmuş küçük bir kız çocuğu gibi
aval aval bakınıyorum etrafa
bir sag bir sol
bir yukarı bi aşagı
gidip gelmeler
sonunda bir çıkmaz sokak karşımda
kendini boşlukta gibi hisseder ya insan
aynen öyleyim şu an
nereye geldim burası neresi gibi
delice sorular dolaşıyor beynimde
sonra karanlıkların ardından bi gölge beliriyor
uzaktan bana bakan bir adam
kızım burda ne işin var der gibi bakıyor adeta
yanıma yaklaşıyor usulca
buraya nasıl geldin der gibi şaşkınlıkla bakan bir yüz ifadesi
bilmiyorum dermişcesine masumca bakıyorum adama
küçük kaybolmuş bir kız çocuğu gibiyim aynen
ya da herşeyden habersiz bir bebek gibi
tek bildiğim şey
gecenin bir yarısı kendimi sokaga atmam
sonrasında ben ben degildim sanki
hiçbişeyin farkında olmadan
bu dar çıkmaz sokakta buldum kendimi
bikaç sokak lambası aydınlatıyor etrafımı
yalnızım,yürüyorum öylece
gidecek biryerim yok
kafamda bir düşünce yok
plansız,sebepsiz,sonuçsuz bir şekilde yollrdayım işte
o meçhul dar sokakta
bir o yana bir bu yana bakınıyorum
kaybolmuş küçük bir kız çocuğu gibi
aval aval bakınıyorum etrafa
bir sag bir sol
bir yukarı bi aşagı
gidip gelmeler
sonunda bir çıkmaz sokak karşımda
kendini boşlukta gibi hisseder ya insan
aynen öyleyim şu an
nereye geldim burası neresi gibi
delice sorular dolaşıyor beynimde
sonra karanlıkların ardından bi gölge beliriyor
uzaktan bana bakan bir adam
kızım burda ne işin var der gibi bakıyor adeta
yanıma yaklaşıyor usulca
buraya nasıl geldin der gibi şaşkınlıkla bakan bir yüz ifadesi
bilmiyorum dermişcesine masumca bakıyorum adama
küçük kaybolmuş bir kız çocuğu gibiyim aynen
ya da herşeyden habersiz bir bebek gibi
tek bildiğim şey
gecenin bir yarısı kendimi sokaga atmam
sonrasında ben ben degildim sanki
hiçbişeyin farkında olmadan
bu dar çıkmaz sokakta buldum kendimi
yine
sabaha karşı saat 2:00
karanlık odada bir başıma
kulaklarımda yasemin mori'den bi parça
gene hüzün kaplamış heryerimi
ruhumun içine işliyor sözler
bir aptal gibi hissediyorum o an
kendimi ve seni
her zaman bir karanlıktayım sanki
güneş hiç doğmuyor
herkes aptal gibi benmle oyun oynuyor sanki
sahte gülücükler yolluyorlar bana
anlamsız sırıtmalar,deli edici bakışlar
gözlerimin önünden geçiyor bir film karesi gibi
bir an olsun aydınlığa çıkıyorum
soyutluyorum kendimi bütün bu olanlardan
sonra yine karanlığa gömülüyorum
yine gece oluyor ve yine ben odamda yalnız başıma
herşey yine aynı,hep aynı düzen
bu bataklıkta çırpınmaya devam ediyorum
karanlık odada bir başıma
kulaklarımda yasemin mori'den bi parça
gene hüzün kaplamış heryerimi
ruhumun içine işliyor sözler
bir aptal gibi hissediyorum o an
kendimi ve seni
her zaman bir karanlıktayım sanki
güneş hiç doğmuyor
herkes aptal gibi benmle oyun oynuyor sanki
sahte gülücükler yolluyorlar bana
anlamsız sırıtmalar,deli edici bakışlar
gözlerimin önünden geçiyor bir film karesi gibi
bir an olsun aydınlığa çıkıyorum
soyutluyorum kendimi bütün bu olanlardan
sonra yine karanlığa gömülüyorum
yine gece oluyor ve yine ben odamda yalnız başıma
herşey yine aynı,hep aynı düzen
bu bataklıkta çırpınmaya devam ediyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)