2 Kasım 2008 Pazar

lunaparkta yolculuk


Rengarenk elektrikli oyuncakların ve heyecanlı kalabalığın ortasında bulmuştu kendini Felicia. Herkes bir koşuşturmaca içinde, gülümseyen yüzlerle dolanıyordu etrafta .Bu, lunapark havasının etrafa yaydığı mutluluk kokusu olmalıydı.O gün herkes bir günlükte olsa farklı rollere girmişti sanki.Herkes kendi benliğini bir kenarda bırakmış ,sadece anı yaşamaya odaklı ,atmıştı kendini lunaparkın büyülü ve renkli dünyasına.Felicia da onlardan biriydi.Tüm gününü bu eğlence diyarında, dolu dolu geçirmeye odaklamış ve soluğu burada almıştı.Hangisinden başlasam diye kısa bir düşünme anından sonra kamikaze de karar kılmıştı.Her bir dönüşte beyin sarsıntısı,bir kendine gelme hissiyatı içine girerken bir yandan da havada uçuyor olmanın keyfiyle çığlıklar atıyordu.tepede çakılı kalmanın verdiği korku da vardı bir yandan.Birden fazla duyguyu aynı anda hissedebilmenin farklılığını yaşıyordu adeta.İndiğinde, dönen başının verdiği etkiyle sallandığını hissetti bir an. Ardından ilerlemeye devam etti.Oyuncaklarla dolu bir cennette olmanın hazzını alıyordu yeterince.ikinci durak çarpışan otolardı.Jetonunu aldı ,bir önceki turun bitmesini bekliyordu .kendi gibi yalnız olan birini kestirmişti gözüne ve hemen yanına atladı.Tur başlamıştı.Eğlence,çocukluk günlerine geri dönüş ve yabancılarla bir anlıkta olsa kaynaşma bu üç duygu yoğunluğunu birden yaşatan nadir oyunlardan biriydi şu bizim çarpışan otolar.Bol kahkaha,curcuna ve çarpışmanın bir araya gelmesiyle oluşan bir eğlencenin içindeydi Felicia.bir tane jeton daha,bir tur daha...sonraki durak dönme dolaptı.uzun zaman sonra ilk defa yalnız binecekti.Daha önce hep sevdikleriyle bindiği bu dönen oturaklarda bu sefer yalnızlığı tadacaktı.Gözünü yumup geçmişe dalacaktı belki de.Dönen oturaklar havayla buluşurken Felicia'nın gözler yavaş yavaş kapanmaktaydı.Geçmişe gezintinin ilk dakikalarında olmalıydı.Eskiye ait her şey kare kare gözünde canlanıyor,sanki o anları yaşıyordu. Babasının elini bırakmayan küçük kızın lunaparktaki koşuşturması,ilk sevgilisiyle bindiği unutulmaz gondol keyfi,arkadaşlarıyla birlikte keyif çığlıkları attığı kamikaze.Zaman yolculuğunda gibi hepsinden teker teker geçmekteydi.Uykuya dalış değil resmen geçmişte yolculuktu onunki.Dönen dünyanın durduğunu hissetmeye başladığı anda gözlerini açmıştı.Gözlerini açtığında hissetmişti yalnızlığın yaşattığı hüznü.Tek başınalığın acımasızca dokunuşu bedenini alt üst etmeye yetmişti.birden bire bardaktan boşalırcasına yağan yağmur yüzüne bir tokat gibi indi.Neşe içinde geldiği bu lunaparktan hüzün yağmurlarıyla ayrılıyordu Felicia.

Hiç yorum yok: