Sabahleyin yüzüme vuran güneşle , akşama doğru yanaklarıma çarpan serin rüzgarla karşılaşmıştım.gökyüzünde oynadıkları bir oyundu sanki bu.biri kendini gösterip kaçıyor sonra diğeri çıkıyor ortaya.anlık güneş,anlık esen şiddetli rüzgar.bir yandan içim ısınırken diğer yandan bedenim titriyor.burnumu içime çekerken bir yandan da üşümekte olan bedenimi mor şalımla örtüyorum.sağlam ve hızlı adımlarla evime doğru yol almış sıcacık odamda yorganın altına girmeyi hayal ederken aklımdan başka hin fikirler geçiyor.O ara telefonum çalıyor arayan kişi benim hin fikirlerimden birisini bana sunuyor.Ama olamayacağını söylüyorum.babamın yanından çıktığımı,eve gitmem gerektiğini söylüyorum telefondaki şahısa.kaçamak olarak Kadıköy deki buluşmaya bile uğrayamadığımı düşünüyorum bir yandan.Hastaneyle Kadıköy arası 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde olmasına rağmen uğrayamadım.çünkü bizim pederin arkadaşının arabasında bulmuştum kendimi birden.Geçerken bizim kızı da bırakırsınız muhabbetine yenik düşmüştüm.bir anlık hepsini bir kenara atarak sıcacık oda hayaline geri döndüm.evde ruhuma masaj yapan müziklerim,başucumdaki bir fincan çayım ve bilgisayarım beni bekliyordu.ve tabiî ki sıcacık yorganım.bunlarla bütünleşmiştim son zamanlarda.kapıdan içeri girdiğimde evimde olmanın huzurunu yaşadım.toparlanma ve birkaç ufak işten sonra köşeme çekilmiştim.yanımda bir bardak çayım, fonda hoş tınılar ve yorganın altında bir ben.. herşey tam tarifteki gibiydi.penceremin camını sımsıkı kapamıştım yanaklarıma değen soğuk rüzgar beni vurmasın diye.panjurumu çekmiştim güneş beni bulamasın diye.loş ışığımla,sıcacık yorganımla ısınıyordum.nezlemi saymazsak gayet halimden memnundum.alışmıştım artık yalnızlığa o benden bir parçaydı artık.hatta arada bir özlüyordum onu.yalnızlığımdan ayrılıyordum bir müddet giriyordum kalabalığa.Arkadaşlara,dostlara,tanıdıklara kaçıyordum.
Eve geldiğimde üzgün ve sitemli bir şekilde bana bakan odamın duvarlarıyla karşı karşıya geliyordum. Benim yokluğumda kendini bir hiçmiş gibi hisseden duvarlar.Özlem dolu bakan boş beyaz sayfam nerde kalmıştın bu gece beni bu anlamsızlıktan kurtarmayacak mısın? Bu boşluğumu içindekilerle doldurmayacak mısın?hadi dök içindekileri diye fısıldıyordu sanki.özlediğimi ve özlendiğimi hissediyordum.ne kadar gariptir ki bu yalnızlık bana huzur veriyordu.kafamı dinlemek,içimdekileri boşaltmak,bir şeyler atıştırmak ruhumu ve bedenimi rahatlatıyordu.her gece en az 1 saatimi ayırdığım,kendimi rahatlattığım bir mekandı bu. somon rengi duvarlarıyla içimi renklendiren ,loş ışığıyla ruhuma romantik duyguları enjekte eden küçük,şirin oda.hayatımın her anına şahit,benimle beraber olan tek şey.Her hikaye her kurgu dönüp dolaşıp bu odaya bağlanıyor nedense.her zaman buradan bir kesitler katıyorum.kendimi anlatırken onu yok saymak olmazda ondan.bir anlık olsun,hep olsun fark etmez yanı başımda olan tek şeyle yine noktalıyorum yazımı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder