9 Ekim 2011 Pazar

SAÇ girdabı

Bir saç insanın hayatını nasıl mahveder adlı kitap yazılmış olsa yazarı benden başkası olamazdı heralde.. kafatasımızda bulunan, sadece telden oluşan, aslında çok önemsiz gibi görünen bu şeyin, zaman zaman çok önemli olduğuna , insanı bir anda değiştirebilen,bir anda mahvedebilen özelliğe sahip olduğuna şahit oldum.


Bu saç sorunu bir ilkbahar günü başladı ve aylar,yıllar geçti ,peşimi bırakmadı ve bırakmayacak gibi görünüyor.bu ne illet birşeymiş kardeşim bana bulaştı demek geliyor içimden.sanki bulaşıcı bir hastalıkmış da kurtulamıyormuşum gibi.benim durumum biraz ona benzedi aslında. İşin geçmişini aşamalarıyla, detaylarıyla, tekniğiyle, yanlışlarıyla vs. anlatmak isterdim ama ne sizin kafanızı bulandırmaya gerek var. Ne de ben o hikayeyi hatırlayıp tadımı kaçırmayayım.zaten genelde pek tadım yok şu sıralar..ama bi saç insanın hayatını nasıl mahveder,neden bi insan bu kadar kafayı takar sorularına cevap bekliyorsanız.biraz merakınızı gidermeye çalışayım elimden geldiğince..

Yanlışlar yapıldı,hatalar yapıldı,düzeltilmeye çalışıldı yada düzelmesi için çözüm yolları arandı..ama bazen çözüm yolları esnasında bile engeller çıktı.düzelmesi gerekirken daha beter şeyler oldu. Sonra arkasından yamuk yumuk bir kesimle karşı karşıya gelindi.ama nasıl bir şey olmuşsa düzelmesi için aylar yıllar beklendi uzasın ,düzelsin vs.6 aydır hala çözüm bulunamıyor.kızcağız da bekle babam bekle kış geçti ,yaz geçti bir dahaki yaza kalırmıyız bekleyip görücez.. garip olmasa,göze batmasa eyvallah bekleriz.ama maymun gibi aylarca bekledim ve hala bekliyorum ya ona yanarım..sormadığım,soruşturmadığım,araştırmadığım adam kalmadı. Bir tanesine 3 aydır görüşmeye çalışıyorum adam çok yoğun tabi randevu alınmıyor..yine uyduk birilerine bilir kişilere danıştık vs. 2ay geçti 3 ay geçti.ama kafada soru işaretleri oluştu. Güvenemediğin durumlar çıktı ortaya.. Netleşse artık, bi çözüm yolu arıycak.O kadar araştırma sonucu da bilgi birikimine sahip oldu. Boya markalarını inceledi,ne numara ne içeriyor hatem etti.aman yine kırmızılık bulaşmasın,aman turuncu olmayım,aman ne olduğu belirsiz çıkmasın diye ince eleyip sık dokudu..çözüm yok diye aylardır berbat ,ne olduğu belirsiz bir durumda dolaşıyor,hiç bi işlem yaptıramıyor.yaptırabileceği işlem ne çünkü? Hiçbişey..bir sürü kuaförle konuştu. Ama anlayamadığı tek birşey vardı.sokakta,orda,burada,şurda ,arkadaşlarında, çoğu kişinin saçında beğendiği renkler var.ama kuaföre gelince o renk anlatılmıyor. Kardeşim o saçları da kuaförler yapmıyor mu ya.kuaför açıyor bana kataloğu hangi renki istiyorsun diyo. Kardeşim o katalogla bu işin olmıycagını anlayalı çok zaman oldu.ordaki yapay telden birşey anlaşılmıyor zaten. Kahve gibi duruyor garip bi kızıllık çıkıyor. Beğendiğim rengi gösteriyorum yine kızıl var diyor..saçım öyle bir garip kızıllı tonlar oldu ki artık kızıl var diynce renkten korkar oldum ne tonda olur diye.. ama işin ilginç tarafı millette begendiğim renklerde de kızıllık varmış. Tamam abi o zaman ondaki tonda bir iki renk karışmış ki ortaya güzel bişey çıkmış. Bundan basit ne var. Gel gör ki ben 7 ayda beklesem 1 yılda beklesem bu iş nasıl düzelecek bilemiyorum.

Biraz işin detayına girmiş oldum istemeden farkındayım ..hayatımı nasıl mahvettiği kısmına gelirsek.. her sabah o berbat hali aynada görmek,her ne yaparsan yap bir alternatifi ,bi çaresi olmaması , Kesimden dolayı saçımın kamufle edilir bi halde olmaması beni delirtti..ve o dönemde çoğu kişiyi gözlemlediğim için farkına vardım ki saç cidden önemli. Bir insanın saçı bozuk haliyle, yahut kabarık, şekil almayan haliyle güzel hali arasında ÇOK fark var. İnsanın kendini iyi hissetmesi açısından önemli bir şeymiş. Dünyanın en güzel, eh pahalı şeyi üstünde olsun ,yüzüne bakılır cinsten güzel olsun, O saç berbatsa insan kendini bir şeye benzetemiyor,mutsuz hissediyor bence..öyle ki saçı güzel olup da diğer yerleri kötüyse bu o kişi için büyük bir artı. Gözlemlemelerimde buna şahit oldum..aman ne yapalım benimkin de cinsi kötü yaratan böyle yaratmış dersin geçersin.ama onun dışında dış etkenlere bağlı bitmek bilmeyen kötülükler,düzelmeyen gariplikler beni bitirdi.zaman zaman hiç takmadığım zamanlarda oldu. Zoru başarmaya çalıştım..ama hayatımdan önemli zamanları çaldı.ve daha ne kadar takmadan devam edebilicem bilemiyorum..takmadan derken yani eskisi gibi kendimi yiyip bitirmiyorum.ama o gerçekle sürekli yüz yüze gelmek,bir yerlerde görmek ve nasıl düzeleceğini bilememek.bir ümit görememek,kimseye güvenememek kötü bir durum.çünkü bu iş çok belirsiz bir şey ,çoğu zaman dendiği gibi olmuyor.deneyip görmek gerekiyor ama benim bu psikolojide,bu kadar sabrın üstüne deneyip de bir başka felaketi kaldıracak gücüm olmadığı için belirsiz bir işlemin içine kendimi bırakamıyorum. Napcağımı da şu an bilmiyorum….

DİPNOT: bu 20 eylül 2011de yazılmış bir yazıdır. Bundan sonra ne mi oldu. Buyrun cenaze namazına.. ilerleyen postlarda görürsünüz..

Hiç yorum yok: