9 Şubat 2009 Pazartesi

İçten Gelen

yalnız kaldığımda
ve mesafeler sessizliğimiz olduğunda
seni gülümserken düşünüyorum
sınırları azaltan gözlerindeki gururla

bu cümlelere rastlıyoruz If you want me adlı şaheserde. Evet yalnız kaldığımda ve mesefeler sessizlğimz olduğunda seni gülümserken düşünürdüm. Sınırları azaltıp gözlerini gittikçe kaçırırdın benden. Karşımda olduğun halde bakmazdın,ben de sana çaktırmadan bakardım.sevgili değildin benim için,sadece bir arkadaştan ibarettin.Fakat sevgili için düşünülen,onun için söylenen sözleri senin için düşünüyordum bir anlık.kendimi kandırmıyordum sen sevdiğim değildin,hiçbir zamanda olmadın ve olmayacaktın.beni istiyorsan ikna et gibi cümleler de kullanmayacaktım senin için.çünkü sen o kişi değildin,doğru insan değildin.bir anlık ten uyumuna kurban gitmiş iki yabancıdan ibarettik sadece.O ten uyumu belki de çok etkileyiciydi,çok çekiciydi.Ama uzun zamandır o anı gözümün önüne bile getirmiyordum.sadece bir sıfatla tanımlamak yetiyordu.belki bu bile gereksizdi şu an.mesafeler gittikçe uzaklaşıyordu belki de bir zaman gelecek iki sohbet aralığı olan mesafemizde son bulacaktı.Aslında son bulmuştu, ben de bırakmıştım akışına. Üstünden biraz zaman geçmiş ve hiç birşey olmamış gibi ,sanki yine yakın arkadaşımmış gibi başlamıştım yavaş yavaş muhabbete.Ama mesafemi biliyordum artık.eskisi gibi olamazdık .zaten bir bakıma eskiden kalma bazı şeyleri istemiyordum.O anı yeniden yaşamak istemiyordum.Evet nasıl unuturum dediğim o anı unutmayı bırak yinelemek istemiyordum.

Ps:bu tarz şeyleri yazarken muhterem şahsiyetler (kendi üstüne alınanlar) kendilerini bir şey sanıp,benim için üşenmemiş bir şeyler karalamış diyorlardır.Ancak bu yazılanlar o an içten geldiği için yazılan şeylerdir.bir ay sonra belki de daha yakın bir zamanda okuduğumda bu kişilerin çoktan milada gömüldüğünün farkına varırım.Ve bu yazılar geçmişten kalma bir metini ifade eder sadece….başka hiçbir anlamı olmayan sade bir yazıya dönüşür…

Hiç yorum yok: