11 Şubat 2009 Çarşamba

değişim senin elinde

hayat acayip,bir garip
kimi zaman acımasız kim zaman fedakar...
her türlü pisliğin içinde temizliğe rastlamak mümkün
her türlü insafsızlığın içinde tek bir insaflıya da
sahte gülücükleri bir anda gerçek bir tebessüme dönüştürmek mümkün
kalbi kırılmışları tek bir sözcükle eski haline dönüştürmek mümkün
karşındakinin bir sözüyle havalara uçmak ve başka bir sözüyle derinlere gömülmek mümkün.
gelen bir telefonla içinin cız etmesi mümkün
diğer yandan seni takmayana gerektiğinden fazla deger vermek ve bunun sonucunda gerçeklerin farkına varıp siktiri çekmek de mümkün
yoldan geçerken tosladığın bir adama pardon demek
otobüste,yolda,sokakta gördüğün kavgaya elini eteğini sürmeden ortadan kaybolmak,sıvışmak da mümkün
yeri geldiğinde yardıma muhtaç yaşlı teyzenin poşetlerini taşımak,küçük mendilci çocuktan bir tane mendil almak
hayat acısıyla,tatlısıyla,hüzünleriyle,mutluluklarıyla,acımasızlığıyla ve fedakarlıklarıyla her zaman bize birşeyler gösteriyor.
her zaman farklı sahnenin içinde farklı oyuncular olarak yer alıyoruz.
küçük mutluluklarla yetinebilen kişileriz bazen
bazen de aç gözlü şımarık bir çocuk gibiyiz
bazen de ne yaptığını bilmeyen,dengesiz bir kişiliğiz.
hayatı gereğinden fazla ciddiye alıyorum galiba...
zaman,mekan ve insanlardan ibaret bir olgu aslında..
zaman geçerse geçsin,mekanlar değişirse değişsin,insanlar aynı kalmasın
hayat yerinde duruyor..
onu değiştirmek,ona şekil vermek senin elinde.sadece senin...

9 Şubat 2009 Pazartesi

İçten Gelen

yalnız kaldığımda
ve mesafeler sessizliğimiz olduğunda
seni gülümserken düşünüyorum
sınırları azaltan gözlerindeki gururla

bu cümlelere rastlıyoruz If you want me adlı şaheserde. Evet yalnız kaldığımda ve mesefeler sessizlğimz olduğunda seni gülümserken düşünürdüm. Sınırları azaltıp gözlerini gittikçe kaçırırdın benden. Karşımda olduğun halde bakmazdın,ben de sana çaktırmadan bakardım.sevgili değildin benim için,sadece bir arkadaştan ibarettin.Fakat sevgili için düşünülen,onun için söylenen sözleri senin için düşünüyordum bir anlık.kendimi kandırmıyordum sen sevdiğim değildin,hiçbir zamanda olmadın ve olmayacaktın.beni istiyorsan ikna et gibi cümleler de kullanmayacaktım senin için.çünkü sen o kişi değildin,doğru insan değildin.bir anlık ten uyumuna kurban gitmiş iki yabancıdan ibarettik sadece.O ten uyumu belki de çok etkileyiciydi,çok çekiciydi.Ama uzun zamandır o anı gözümün önüne bile getirmiyordum.sadece bir sıfatla tanımlamak yetiyordu.belki bu bile gereksizdi şu an.mesafeler gittikçe uzaklaşıyordu belki de bir zaman gelecek iki sohbet aralığı olan mesafemizde son bulacaktı.Aslında son bulmuştu, ben de bırakmıştım akışına. Üstünden biraz zaman geçmiş ve hiç birşey olmamış gibi ,sanki yine yakın arkadaşımmış gibi başlamıştım yavaş yavaş muhabbete.Ama mesafemi biliyordum artık.eskisi gibi olamazdık .zaten bir bakıma eskiden kalma bazı şeyleri istemiyordum.O anı yeniden yaşamak istemiyordum.Evet nasıl unuturum dediğim o anı unutmayı bırak yinelemek istemiyordum.

Ps:bu tarz şeyleri yazarken muhterem şahsiyetler (kendi üstüne alınanlar) kendilerini bir şey sanıp,benim için üşenmemiş bir şeyler karalamış diyorlardır.Ancak bu yazılanlar o an içten geldiği için yazılan şeylerdir.bir ay sonra belki de daha yakın bir zamanda okuduğumda bu kişilerin çoktan milada gömüldüğünün farkına varırım.Ve bu yazılar geçmişten kalma bir metini ifade eder sadece….başka hiçbir anlamı olmayan sade bir yazıya dönüşür…

3 Şubat 2009 Salı

ruhum boş bir salıncak dolmayı bekleyen


Ruhum boş bir salıncak gibi şu aralar.ne tarafa sallasan oraya vuracak başını,o tarafa kayacak.belki düzgün bir yere toslayacak ,belki de çatacak belaya.sallanacak boş boş..bir dokunuşla hareketlenecek bedeni.diğer bir dokunuşla duracak,hareketsiz,yalnızlığıyla baş başa kalacak.bedenine dur demesi gerektiğini bilecek.onu sallamaya çalışana karşı koyabilecek.İkili oyunlardan sıyrılıp,bomboş bir ruha dönüşmüşken,bomboş bir kalbe sahipken, karşıdan gelen dokunuşa tepkisiz yaklaşacak..Ancak ruhunu besleyecek,ona değer verecek ,tek dokunuşla içini eritecek, bir adama,ruhunun titretilmesi için bir yardımcıya tüm kalbini açacak.Kalbini onla dolduracak sonsuza kadar…O meçhul,gizli yardımcıyla.bir yerlerde var olan ama henüz kendini göstermeyen adamla…