30 Eylül 2008 Salı

bir hayat betimlemesi:sakin

Onca basitliğin,sıradanlığın içinde bir farklılık keşfetmiştim.farklı bir ruh,farklı bir melodi,farklı kişilikler.boş hayatım o farklı ruhun zenginliğiyle dolmuştu.kalbimdeki acılar yerini sevince bırakmıştı.sakin huzur dolu tınılarla mutluluğa doğru yolculuğun ne demek olduğunu anlamıştım.melankolik sözlerle bile huzur bulmanın farklılığını tatmıştım.bazen çok yakınımda benimle konuşuyorlar gibi bazen de bildiğim gerçeklikleri yüzüme vuruyorlardı.Bir tokat gibi yiyordum sözleri,sindiriyordum yavaşça.hadi kalk toparlan kendine bir bak dedirtiyorlardı bazen de.hayattı anlattıkları.hayatın içinden bir şeyler .parça parça,hayatın her bölümünden kesitler, bugün ,yarın ,dün her şeyin birleşimini kapsıyordu.kimi zaman küçük bir kız oluyordum alkış tutan,kimi zaman kırmızı bir oda düşlüyordum yerde uzanmış.bir küçük hayat resmi çiziyordum kendime sevdiğimle doldurduğum.artık durgun sularda yüzüyordum, zaman zaman dalgalı serin sulara bırakıyordum kendimi.ruhumu dinlendiriyordum,hayal dünyamı şekillendiriyordum.bir yalnızlık sessizliğinin acısıyla uyanıyordum gece 3-5 nöbetleriyle. hayalperestliğimden sıyrılıp gerçekçilikle baş başa kalıyordum. karmaşık,gürültülü hayatımın içinde sakin, huzurlu yanımın bir parçasıydı onlar.dinledikçe dinginleşen ruhum huzur buluyordu.bir anlık uzaklaşıyordum her şeyden herkesten.bana zarar veren,beni yıpratan her şeyden.bu güçtü belki de bana inanılmaz bir güç veriyorlardı. Ama bazen bu gücümü kaybedip düşebiliyordum da.güçleniyor muyum zayıflıyor muyum ?bazen ikilemler arasında kalıyordum.Bazı geceler umut esintileri giriyordu odamın camından içeri. aklımın içinde yoğuruyordum tüm düşünceleri.bilinmezlikler,gerçeklikler,kavgalar,yaşanmışlıklar,pişmanlıklar bir çorba kazanının içinde karıştırılıyor gibi beynimin içinde dönüp duruyordu.Sakindi bu. Ruhumun içine işleyen tınılarla her duyguyu beynime enjekte ediyorlardı adeta. yaşamın yankılarını müzikle birleştirmiş beyinleri dinliyordum.Sakincene Sakin’i dinliyordum.küçük kız büyümüş,olgunlaşmış adam olmuştu artık.

18 Eylül 2008 Perşembe

üzümden beden


üzümden bedenim artık
tane tane her parçamdan koparıyorlar
sapımı bir kenara
çekirdeğimi bir kenara fırlatıyorlar
beni de içlerine alıyorlar
görünüşte yemyeşil salkımlı bir üzümüm işte
ama içlerinde kayboluyorum
bazen birinn boğaznda düğümleniyor
bazen de zevkle ısırılan bir şeye dönüşüyorum
tatlı,minik,hafif sulu bir şey
çekirdekli veya çekirdeksiz her türüm mevcut
bazen mor bazen yeşilim
ama her şekilde tatlıyım işte